Muğla Hakkında Bilgiler

Muğla Hakkında Bilgiler

Kentsel yapı


Muğla Türkiye Cumhuriyeti'nin Ege Bölgesi'ne dahil olan, topraklarının bir kısmı Akdeniz Bölgesi içine giren, Dalaman, Fethiye, Marmaris, Datç ve Bodrum gibi tatil bölgeleri ile ünlü il.

Muğla denizden 670 m yükseklikte, üstü düz bir kaya kütlesi şekliyle ilginç bir görünüme sahip olan Hisar Dağı'nın eteklerinde kurulmuş 48000 nüfuslu bir kent merkezidir. Daha yakın geçmişe kadar sanayisi veya başka bir işlek sektörü bulunmayan son derece sakin küçük bir idari merkez konumunda iken, son yıllarda Muğla Üniversitesi'nin getirdiği canlılıkla kentsel alan Muğla Ovası'na hızla yayılmaktadır. 
Muğla ovası, Menteşe kalker platosunda Neojen çağında oluşmuş depresyon ların sonradan karstlaşmasıylaoluşmuş çanak şeklindeki çukurluklardan biridir. Muğla ovasına benzer jeolojik yapıya sahip komşu ovalarYeşilyurt, Ula, Gülağzı, Yerkesik, Akkaya, Çamköy, Yeniceovalarıdır. Muğla ovası Karadağ, Kızıldağ, Masadağı veHamursuz Dağı (tepesinde Hamursuz Dede'nin yatırı bulunmaktadır) ile çevrelenmiş olup, şehir sırtını dayadığı Hisar Dağı'ndan hareketle, öncelikle ova yönünde, kısmen de solunda İzmir yolu üzerinde yer alan Akçaova köyü ve sağında Karabağlar Yaylası'na bakan Düğerek mahallesi hatlarında gelişmektedir. Düğerek'in kurulduğu yamaçların gerisinde rakım hızla artar ve Menteşe Dağları silsilesi içinde yer alan Yılanlı Dağı 2000 metreye ulaşır.
 




Coğrafi Bölge:Ege Bölgesi
Yüzölçümü:13,338 (km²)
Nüfus (2007)766.156 (TÜİK)
Plaka kodu:48
Telefon kodu:0252
Muğla iline bağlı turistik merkezlere ve deniz kıyısına varmak isteyen ziyaretçilerin bazen kenarından geçmekle yetindiği, aslında ilginç özellikleri bulunan bir kenttir. Geleneksel evler dokusu, büryan kebabı, ekşili döş dolması, çıtırmık helvası gibi özgün yemekleri, bölge kaynaklı çok sayıda arkeolojik eserin yanısıra Özlüce KöyüKaklıcatepe'de ortaya çıkarılan 9 milyon yıllık hayvan ve bitki fosillerinin sergilendiği Muğla Müzesi, Karabağlar Yaylasında yüzyıllardır ışık değmemiş bir zemini örten dev ağaçların altındaki Keyfoturağı ve Narlı kahveleri, aydın ve konuksever halkı güçlü turistik argümanlar oluşturmaktadır. 
 

Muğla evleri

          
Muğla evleri; tasarımları, ahşap işçilikleri, tavan işlemeleri ve şehrin sembolü haline gelmiş bacaları ile Türk geleneksel mimarisinde özgün bir model oluşturmaktadır. Genelde iyi korunmuşlardır. Geleneksel mimariden doğrudan esinlenmiş yeni yapıların da Muğla bölgesinde halen diğer bölgelerimize kıyasla daha fazla inşa edildiği söylenebilir. Bunda kentin yüksek eğitim ve yerel şuur düzeyi ile yörenin turistik bir bölge olmasının etkileri bulunmaktadır. Kent merkezinde özellikle Hisar dağı eteklerine doğru yoğunlaşan eski Muğla evleri,Karabağlar Yaylası'ndaki Karabağlar mahallesi ve Yılanlı Dağı yamacındaki Düğerek mahallesi evleri ile bir arada ele alınabilir.
'Hayat' olarak adlandırılan açık ön sofalar, kuzulu kapı olarak adlandırılan avlu girişleri, ocaklar, bacalar, uzun ve geniş saçaklar, tavan süslemeleri, ahşap süslemeli verandalar, duvarlara gömülmüş dolap biçimli banyolar Muğla evlerinin tipik özellikleri arasındadır. Büyük çoğunluğu avlulu ve iki katlıdır. Bazılarında hayat bölümü sonradan kapatılmıştır. Yakın devirde inşa edilen evlerde ise, 'hayat' doğrudan kapalı olarak yapılmaktadır.
Genel özellikleri, bütün Türk evlerinde olduğu gibi, aile mahremiyeti anlayışının bir ürünü olarak içe dönük olmalarıdır. Özellikle zemin katlarında sokağa penceresi olan ev yok denecek kadar azdır. Buna karşılık avluya bakan pencerelerin çokluğu dikkat çeker ve açık, yarı açık yaşam mekanlarıyla, geniş saçaklarla zenginleştirilir. Bu nedenle, ön cephe özelliği avlu tarafından ortaya çıktığından, manzara ve güneş hakimiyetini de dengelemek üzere, evler parsellerin yukarı köşelerine ve kuzeye sağır, güneye açık olarak yerleşirler.
Plan tipleri, 'hayat' ile bunun etrafında yer alan odaların bulundukları konuma ve üst kata çıkan merdivenin yerine göre değişiklikler gösterir. Üzerlerinde yer aldıkları parsellerin biçimi ve komşu binaların konumu da planların oluşumunda etkili olabilmektedir. Ancak, genel hatlarıyla merdivenlerin, sofa içindeki yerlere göre ortadan ve yandan merdivenli tipler olarak sınıflama yapmak da mümkündür.
Ortadan merdivenlerde, üst kata çıkış binayı simetrik olarak ikiye ayırdığı gibi, farklı şekillerde de bölebilir. Ancak her iki durumda da yaygın olan uygulama, merdivenin geriye doğru sokulan bir orta sofadan çıkması ve binanın arka duvarına yaslanmış olmasıdır. Merdiven ahşaptır. Altı depo olarak kullanılır. Her iki yanında simetri hakimse birer veya ikişer oda yer alır. 'Hayat'a odalara girişte 45 dereceli kırılmalar bulunur. 'Hayat' avlu cepheleri boyunca uzandığı gibi, sadece merdivenin açıldığı ve oda girişlerinin bulunduğu orta kısımda da yer alabilir. Bu tiplerde de yaygın olan uygulama orta sofanın bina cephe hattının ilerisine doğru beşgen şekilde çıkma yapmasıdır. Ortadan çıkan merdivenin yapı kütlesine simetrik olarak ayırmadığı durumlarda ise, 'hayat'ın bir tarafında odalar yer almakta, diğer tarafında ise yine bu bölümün devamı olan yarı açık bir mekan bulunmaktadır. Genellikle, avluya bakan cephelerinde boydan boya 'hayat' bulunan evlerde ise, üst kata merdivenle çıkılır. 'Hayat'ın genişliği binanın yanından çıkan merdivenin iki kolunun genişliği ile uyum içindedir. Odalar 'hayat'ın gerisinde ve yapının arka duvarına yapılmış olarak yan yana sıralanırlar. Her biri doğrudan 'hayat'a açılır.
Sokaktan evlere kuzulu kapılardan girilir. Bu kapı geniş iki kanadı olan ve bunlardan genellikle girişe göre sağ taraftakinin içinden ikinci bir küçük kapı açılan, 2.30 m. yükseklikteki avlu duvarının yüksekliği ile orantılı, çoğunun üzerinde küçük iki tarafa meyilli. kiremit örtülü, ahşap çatısı bulunan kapılardır.
Avlular, yılın yedi sekiz ayı boyunca yaşanılan, evin kapalı mekanları ve 'hayat'larıyla kullanım bütünlüğü içinde olan, genellikle kayrak taşı ile kaplı bir çoğu havuzlu iç bahçeler şeklindedir, Duvarlara yakın yerlerde ağaçlar yer almaktadır. Evin bir duvarına bitişik olarak veya yarım bir konumda tek katlı müştemilat bulunur. Müştemilat içinde evin asıl mutfağı, ocağı, kileri ve bazen de banyo yer alır. Ayrıca, temiz su havzaları da bu binanın içinde veya dışındadır.
Yapılar genellikle taş veya ikinci derecede ahşaptır. Tüm taşıyıcı duvarlar, avlu duvarları, özellikle zemin katlar kireç harcı, kırma-moloz taş duvarlarla inşa edilmiştir. Çatı örtüsü olarak alaturka kiremit kullanılır. Çatı dışında duvar üstleri, ocak çıkıntılarının baca halinde daraldığı girintilerin üstleri de yağmurdan korunacak tüm çıkıntılar bu kiremitle örtülüdür. Ayrıca, bugün Muğla'nın sembolü olarak kabul edilen karakteristik bacadan alaturka kiremitlerle yapılan kendine özgü bir şapka ile kapatılmıştır.
Muğla evlerini, temel olarak ikiye ayırmak mümkündür :
 

Türk evleri

Özellikle Hisar Dağı eteklerine doğru yayılmış olan bu evler, kentsel silüeti kırmızı kiremit çatı beyaz duvar ve üzerlerinden taşan yeşil ağaçlar üçlüsü ile oluşan armonisi içinde, geleneksel dokunun özünü oluşturan yapılardır. Avlu içindeki müştemilatlarıyla bir kullanım ve form biçimini oluştururlar. Bazılarının 'hayat'ları sonradan kapatılmış, yakın devirde inşa edilen bazılarınde ise bu bölüm doğrudan olarak yapılmışlardır.
 

Rum evleri

Kentte Rum tüccarlarının yerleşmeye başlaması ile Rum aileler Konakaltı ve Saburhane mevkileri çevresinde yerleşerek kendi kültürlerine göre biçimlenen taş evleri inşa etmişlerdir. Bu evleri Türk Evlerinden ayıran temel özellik içe kapanmış olmaları, avlu yerine sokakla bütünleşen bir cephe ve kütle nizamı göstermeleridir. Diğer ayırt edici özelliği ise kesme taş yapı olmalarıdır. Eski şehrin ticaret ve zenaat merkezi Arasta mevkiinde 1895'de Rum Filivari Usta'nın elinden çıkmış saat kulesi de Rum nüfusun Muğla'ya yadigarlarındandır.
Kentte halen yaşları 100 ila 300 arasında değişen 400 yapı koruma altındadır ve kapsamlı bir restorasyon girişimi başlatılmıştır.
 

Muğla yemekleri & yiyecekleri

          
En tanınmış yemeklerin başında Muğla'nın kendine özgü tarhanası gelir. Tarhana yazın yapılır ve pencere önlerine, dam ve avlulara serilip kurutulur ve kışın afiyetle yenilir. Zeytin ve kurutulmuş biber de Muğla'da artık bir kültür halini almıştır. Özellikle sofralık zeytin Karya döneminden beri Muğla'da önemini hala korumaktadır. Bunların dışında Muğla Merkez'in kendine özgü yemekleri de vardır. Keşkeği de unutmamak gerekir özellikle düğün yemeğidir onsuz yemek olmaz.
 

Tarihi Milas Halıları

          
“Milas halısı, Milas yöresine özgü özellikler taşıyan halı türüne denir. Ada Milas, Patlıcanlı, Cıngıllı Cafer, Gemisuyu, Elikoynunda gibi isimlerle de anılırlar. Bu halılarda kullanılan figür ve motifler geçmişin izlerini yaşatır.”
Efsaneye göre, Ada Milas desenli halı ismi M.Ö. 4.’üncü yüzyılda yaşamış olan Karia Kraliçesi Ada’dan gelir. Bugün Milas çevresinde dokunan halılardaki figür ve motifler geçmişin izlerini taşımaktadır. Muğla iline bağlı Milas ilçe merkezi ve çevre köylerinde dokunmakta olan bu halılar, yörenin1261 tarihinde fethedilmesiyle birlikte bölgeye yerleşmeye başlayan Türkmenlerle geldiği bilinmektedir. Menteşe oğulları Beyliği’nin merkezi olan Milas 1415 senesinde Osmanlı İmparatorluğu’na bağlanmıştır. Bugün müzelerdeki en eski örnekleri 16. yüzyılda dokunmuş olan seccade Milas halılarıdır. Milas halı dokumacılığı, köylerin dokuma özelliği nedeniyle Karacahisar ve Göreme halıları olarak iki gruba ayrılır. Karacahisar seccadeleri, göbekli, madalyonlu desenlerle dokunup; çiçek yaprağı, dal gibi motiflerle süslenir. Zeminlerde beyaz ve kırmızı kullanılırken, seccadeler koyun yünü ve sık düğümlü sağlam halılar olarak tanınır. Kahverengi - sarı tonlarının sıkça görüldüğü mihraplı ve mihrapsız Milas halılarının dokunduğu halı tezgahları, özellikle Milas Bodrum arasındaki bölgede yer alan Bozalan, Gökbel, Aşağı Mazi köylerinde yoğunluk kazanmaktadır.
 
 

Üniversite kenti Muğla

          

1992’de kurulmuş olan Muğla Üniversitesi, özellikle 1999 sonrasında, iş adamı Sıtkı Davut Koçman’ın Üniversiteyi kelimenin tam anlamıyla kanatlarının altına almasını takiben göz kamaştırıcı bir hızla gelişmiştir. Yakın geçmişte vefat eden Sıtkı Davut Koçman ve kurucu dekan Ethem Ruhi Fiğlalı’nın yönetiminde, evvelce 30 bin nüfuslu küçük ve hareketsiz bir il merkezinden ibaret olan şehir, 16.000’i aşkın öğrencinin oluşturduğu yeni bir topluluğun yerleşmesiyle büyük bir ivme kazanmıştır. Muğla Üniversitesi her yıl açılan yeni fakülteleri ile daha da büyük bir öğrenci kitlesine hitap edebilir hale gelmiştir. Muğla ili küçük bir il olduğudan öğrenciler kiralar ve ev bulma konularında sorun yaşayabilmektedirler.
 

Kültürel çalışmalar

Muğla kültürel faaliyet açısından zengin ve öğrencilerin faaliyeleriyle giderek daha da zenginleşen bir şehirdir. Muğla Üniversitesi,Belgesel sinemacılar birliğinin sözlü tarih çalışmaları,Muğla Sanatseverler Derneği, Duvar Sahnesi Sanat Topluluğu gibi daha birçok grup ve topluluklar şehirdeki kültür potansiyelini arttırmaktadır.
 
 

Milas buldan bezi işleri

Buldan bezi Batı Anadolu'nun meşhur el dokuması kumaşıdır.Geleneksel dokumada yıllar boyu ipek tercih edilmiştir;bugün ise ipek fiyatlarının yüksekliği sebebiyle pamuk buldan bezi dokumasının ana malzemesi olmuştur.Güzelliği,yumuşaklığı ,sağlamlığı ve canlı renkleri ile dikkat çekici bir ev dekorasyonu unsuru olan buldan bezi aynı zamanda sağlıklı yaşam tarzı için vazgeçilmezdir.Milas buldan bezi ile benzerleri arasındaki en önemli fark

İklimi ve Coğrafyası

Muğla ili Akdeniz iklimi etkisinde kalmaktadır.Muğla ilinin içinde bulunduğu Menteşe Yöresi'nde dağlar denize paralel uzanmaktadır. 800 m. yüksekliğe kadar olan alanlarda “Asıl Akdeniz İklimi” ve daha yüksek alanlarda “Akdeniz Dağ İklimi” hissedilir. Maksimum-minimum sıcaklık değerleri, nemlilik, yağış miktarı ve hakim rüzgar yönleri yerel coğrafi koşullara göre değişmektedir.Dağların denize paralel uzanmasının ve yükseltinin bu yörede Ege Bölgesi'nin genelinin aksine daha fazla olmasının diğer bir sonucu olarak ulaşım doğu-batı yönünde zorlaşır ve nüfus seyrekleşir.
 

Yakın çevre

Muğla Merkez ilçesine bağlı ve belediyesi bulunan 4 yerleşim merkezi (belde) bulunmaktadır. Muğla Merkez'in ayrıca ikisi aynı adı taşıyan (Yenice) 49 köyü bulunmaktadır.
 
 

Etimoloji

Muğla'nın orjinal adı tartışmalıdır. Çeşitli kaynaklarda Muğla isminin Mogola, mabolla Mobella ya da Mobolia gibi kelimelerden geldiğine işaret edilmektedir.
 
 

Coğrafya

Türkiye'nin güneybatı ucunda yeralan Muğla, kuzeyinde Aydın, kuzeydoğusunda Denizli veBurdur, doğusunda Antalya ile komşu, güneyinde Akdeniz ve batısında ise Ege Denizi ile çevrilidir.
Toplam uzunluğu 1100 km.yi biraz aşan deniz kıyıları ile Muğla ülkemizin en uzun sahil şeridine sahip ilidir. Muğla ilinde ayrıca iki büyük göl bulunmaktadır. Bunlar Milas ile Aydın ilinin Söke ilçesi sınırları dahiline yayılan Bafa Gölü ile Köyceğiz ilçesindeki Köyceğiz Gölü'dür. Önemli iki akarsuyu ise Çine Çayı (Yatağan'dan geçerken Yatağan Çayı) ve Esen Çayı'dır (Seki beldesinden geçerken Seki Çayı). Milas-Bodrum Havalimanı
 
 

Ulaşım

İlin önemli limanları Bodrum, Marmaris, Fethiye ve Güllük'tedir. Ayrıca ilde iki de havaalanı (Bodrum-Milas ve Dalaman) bulunmaktadır.
 
 

Endüstri

İlin Yatağan ilçesinde Yatağan Termik Santralı, Yeniköy'de Yeniköy Termik Santralı, Kemerköy'deKemerköy Termik Santralı vardır. İlin maden yatakları zengindir. Bu sektörde Yatağan linyitrezervleri ve Fethiye krom yatakları ilk kalemde sayılabilir. Muğla ayrıca önemli bir mermercilik merkezidir. Bu enerji ve madencilik üretim tesisleri dışında sanayiye dönük büyük girişimler bulunmamaktadır. İlde çalıştırdığı personel sayısı 100'ü aşan sanayi tesisi yoktur. Ekonomi özellikle turizm ve tarıma dayalıdır.

Tarım ve hayvancılık

Muğla ili tarımsal ürünlerinin çeşitliliği ile dikkati çeker. Türkiye'de arıcılığın en önemli merkezlerinden biridir. Yörede hem arı hem de çam balı bulunmaktadır. Ortaca, Fethiye, Dalamanve Dalyan bölgelerinde yaygın bir şekilde narenciye tarımı (portakal, limon, mandalina, greyfurt) yapılmaktadır. Özellikle Marmaris-Köyceğiz hattına özgü bir diğer ürün günlük ağacından elde edilen ve parfümeride ile eczacılıkta kullanılan sığla yağıdır. Zeytincilikde il genelinde gelişmiştir.

Turizm

Dalaman, Fethiye, Marmaris, Datça ve Bodrum gibi tatil bölgeleri ile dünyaca tanınan Muğla, 2007yılı Ocak-Eylül döneminde, 2006'nın aynı dönemine göre turist sayısını % 9 artarak 2 milyon 285 bin 258'e kişi ağırlamıştır.

Muğla Kavaklıdere ilçesin'den dünyaya bakır eşya ihracatı

                       
 
Muğla'nın bakırı ile ünlü Kavaklıdere ilçesi, 1986 yılından bu yana dünyanın birçok ülkesine bakır ihraç ediyor. 3 bin 500 nüfuslu Kavaklıdere ilçesinde nüfusun çoğunun geçim kaynağı durumundaki bakırın son zamanlarda ev eşyasından daha çok süs eşyası olarak rağbet gördüğü açıklandı.
Kavaklıdere'de imalat yapan bakırcılar, son yıllarda daha çok minyatür el işlemeli bakır süs eşyasına ağırlık verdiklerini belirttiler. Bakır ustası Ahmet Gülşen, 1992 yılına kadar süs eşyası olarak elde üretilen bakırdan yılda 20-25 ton ihraç ettiklerini belirterek, "1992 yılından sonra ihracat düştü. Elde tek tek işlenen bakırın en fazla rağbet gördüğü ülke Amerika. Amerikalılar bakır süslemeleri evlerinde süs eşyası olarak kullanıyor. Sipariş üzerine yaptığımız büyük bakır işlemeler de var. Bunlar, daha çok villa tipi evlerin şark köşelerini süslüyor" dedi. Kavaklıdere'de küçük işyerlerinde elde tek tek işlenerek yapılan bakır süs eşyalarından 2000 yılında yaklaşık 10 ton ihraç edildiğini belirten Ahmet Gülşen, işlenmiş bakırın kilosunu 10 milyon liradan verdiklerini söyledi. Bakır işleme sanatına olan ilginin her geçen yıl azaldığını dile getiren Ahmet Gülşen sözlerini şöyle tamamladı: "Genç nesil bakır el işlemesine rağbet göstermiyor. Kültürümüzün bir parçası olan bu sanat yok olmakla yüz yüze."
Kavaklıdere'den ihraç edilen bakır el ürünleri başta Amerika olmak üzere İngiltere, Almanya ve İsrail tarafından alınıyor.
 
Tarih
 
Türk egemenliği öncesinde Muğla
 
 
Antik Karya bölgesinin en eski yerleşimlerinden biri olan Muğla, bilinen tarihi boyunca başlangıçta Anadolu'nun yerli halkı Karyalıların, ardından kısmen ve kısa dönemler halinde Mısır, Asur ve İskitişgallerinin, zamanla da özellikle kıyılarda Helen kolonizasyon hareketinin egemenliği altında kalmıştır. Önce Medler, daha sonra Persler Muğla'yı idareleri altında almışlar ve bölgeyi bir satraparacılığıyla yönetmişlerdir. Büyük İskender'in ordularıyla gelişinde Muğla bölgesi bir Karya satrapı tarafından yönetilmekte idi. 'Karya' isminin bölgeye M.Ö. 3400 yıllarında gelen kavimlere önderlik etmiş 'Kar' isimli bir komutandan kaynaklandığına ilişkin tezler öne sürülmektedir. Bölge çağlar boyunca Karya olarak anılmış, ve kuzeyde Söke, Aydın, Nazilli üzerinden başlayıp güneydeDalaman çayının denize döküldüğü yerde biten Karya bölgesi, kuzeyinde Lidyalılar ın, güneyindeLikyalılar ın ve Anadolu içlerinde de Frigyalılar ın hüküm sürdüğü bölgelere komşu olmuştur. kavimleri Karya bölgesine kıyılardan başlayan çok uzun bir süreçte nüfuz etmişlerdir. Knidos(Datça yarımadasının ucu) ve Halikarnas (Bodrum) ile başlayan Helen kolonizasyonu ile zamanla Daldala (Dalaman), Stratonikea (Yatağan Eskihisar), Nakrasa (Karakuyu), Akassos (Bozüyük) veFethiye çevresinde de Telmessos, Xantos (Kınık), Patara (Minare) ve Tlos (Eşen) kentleri kurulmuştur. M.Ö. 334 yılında Karya'ya gelen Büyük İskender, Perslerin çekilmesiyle ortaya çıkmış kardeşlerarası bir saltanat kavgasıyla karşılaştı. Kardeşlerden Ada ve abisi ve kocası Hidrieus ile Mausolus ve kızkardeşi ve karısı Artemisia, diğer kardeş olan Piksodaros'un isyanı ile karşı karşıyaydılar ve bu nedenle kuzeye Alinda'ya (Karpuzlu) çekilmişlerdi. Ada Alinda'nın anahtarlarını Büyük İskender'e göndererek kendisini annesi olarak kabul etmesini istedi. İskender de bu isteği kabul ederek Ada'yı Karya satraplığına getirdi. Ancak ertesi yıl İskender'in Likya'ya geçmesiyle Piksodaros ablası satrap Ada'yı öldürerek yerine geçti. İskender'in haznedarı Filotas'ı satraplığa ataması da asayişi sağlamadı ve İskender'in uzaklaşmasıyla bölge Bergama ve Roma egemenliğine kadar (yaklaşık iki yüzyıl) sürecek bir anarşi döneminin içine düştü. 395'de Roma İmparatorluğu'nun ikiye ayrılmasıyla da Karya Bizans İmparatorluğu içinde kaldı. Muğla ili tarihi kalıntılar açısından son derece zengin olup, sınırları içinde 103 ören yeri bulunmaktadır.
 

Ünlü Muğla'lılar

Halikarnaslı tarihçi


 
Herodot (Halikarnassoslu Herodotus)  (MÖ484, Halikarnas - MÖ 425), MÖ 5. yüzyılda yaşamış olan Yunanlı tarihçi ve antik yazar. Tarihin babası olarak anılır. Gezilerinde gördüğü yerleri ve insanları anlattığı, Herodot Tarihi olarak bilinen eseriyle tanınır. Eserinin esas konusu,Persler ve Yunanlar arasında yapılan Pers Savaşları'dır (MÖ 492-449).
Ünlü Cicero (De leg. 1,5) tarafından tarih yazarların babası veya ilk tarih yazarı olarak tanımlandı. Latince pater historiae (tarihin babası) ünvanına sahiptir.

KAYNAK

http://www.muglaticaretborsasi.org.tr/


MUĞLA EMLAK İLANLARI İÇİN

SİTEMİZİ TAKİP EDEBİLİRSİNİZ

Satılık veya kiralık

SATIYOR VEYA EMLAK KİRALIYOR

EMLAK GAYRİMENKUL İLANLARI İçin

Ziyaret Edebilirsiniz

https://www.emlaksatiyor.com



Sosyal Medya'da Paylaş :

Son Eklenenler

Bireysel Üyelik Avatajları
..
Bireysel Üyelik Avatajları Bireysel Üyelik Avatajları
Türkiyenin Yeni Nesil Emlak İlansitesinde Harita Üzerinden Tüm  Emlak  İlanlarına  Kolayca  Ulaşa Bilirsiniz http://emlaksatiyor.com/harita-ilanlar/
..
Türkiyenin Yeni Nesil Emlak İlansitesinde Har Türkiyenin Yeni Nesil Emlak İlansitesinde Harita Üzerinden Tüm Emlak İlanların
                       Mekan Emlak Gayrimenkul Marka Anayasası
..
Mekan Emlak Gayrimenku Mekan Emlak Gayrimenkul Marka Anayasası
Emlak Danışmanları Fotoğraf Çekimi Yaparken nelere dikkat etmeli ?
..
Emlak Danışmanları Fotoğraf Çekimi Yaparken n Emlak Danışmanları Fotoğraf Çekimi Yaparken nelere dikkat etmeli ?
Emlak sektörü dijitalleşmesiyle birlikte ofislerindeki ilanlar internete taşındı
..
Emlak sektörü dijitalleşmesiyle birlikte ofis Emlak sektörü dijitalleşmesiyle birlikte ofislerindeki ilanlar internete taşındı
Paylaş

Yazılım : Emlakkobi

Google LogoÇeviri tarafından desteklenmektedir
Google LogoÇeviri tarafından desteklenmektedir